[Sabit] Black Ops 2 İncelemesi, Genel Bilgiler ve Bilinmesi Gerekenler

Call of Duty: Black Ops II
Soğuk Savaş "2"
Savaş her zaman vardı; geçmişte de, gelecekte de! Belki sopalarla, yeri geldi tüfeklerle, imkan oldu bombalarla... Ama her zaman vardı ve bitmesi için hiçbir sebep yoktu. Tamam, bazen ara vermek gerekebiliyordu. Ama siz sanıyor musunuz ki ülkeler boş boş durup, barış nidaları altında etrafa gülücükler saçıyor... Yo, hayır! Bunu bir futbol ligi olarak düşünün. Sezon bittiğinde, verilen arada takımlar hep hazırlık yapar, takviyelerle kadrolarını güçlendirir.
Demek ki ordular da daha iyi silahlarla geri dönmek için sabırsızlanıyor. Peki neden? En önemlisi doğal kaynaklar tabii. Ama bunun yanında rejimlere baş kaldırış veya sadece geçirdiği "mutsuz çocukluk" döneminin ardından ruhuna işleyen kötülük duygularıyla hareket eden terör yanlısı insanlar da olabilir, neyse...
Tarihin en çok satan FPS serisi Call of Duty'nin devam edeceği aylar öncesinden açıklanmıştı. Modern Warfare 3'ün ardından şimdi sırada Black Ops 2 var! Uzun süredir devam eden "Acaba ne zaman Call of Duty'yi gelecek savaşlarında göreceğiz" sorusu, bu kez cevabını buldu. Merak edilmesine rağmen, birçok kişinin böyle bir oyun tanıtımının yapılmasını beklemediğine eminim.
Nitekim ilk videonun altına atılan yorumlar, bunun göstergesi. Yine de ön yargılı olmamakta yarar var. Henüz Black Ops 2 için yolun başındayız ve birçok detay açıklanmadı. Treyarch, Black Ops 2'yi hazırlayarak büyük bir risk aldıklarını itiraf ediyor, ancak buna değebilir ve yılın en iyi FPS oyunlarından biriyle karşılaşabiliriz.
Yıllar Sonra
Call of Duty: Black Ops 2, bizi günümüze yakın bir geleceğe, 2025 yılına götürüyor. Kısa süre önce çıkan söylentilerde, yeni oyunun günümüzden 15 yıl sonrasında geçebileceği söyleniyordu. Hikaye, ilk Black Ops'un neredeyse 50 yıl sonrasında geçiyor ve biliyor musunuz bu oyun, Black Ops 1'in direkt devamı olarak tasarlanıyor.
Yeni macerada David Mason'ı kontrol edeceğiz. Kendisi, ilk macera yol aldığımız Alex Mason'ın oğlu. Mason, harekete geçmeden önce yaşlı bir adamın yanına uğruyor ve geçmişe dair bilgiler alıyor, zira izleyeceği yol için bu çok önemli. Yaşlı adamdan kastımız, yine ilk oyunda bize yardımcı olan Frank Woods'u ta kendisi. Meğerse Woods ölmemiş.
Gerçi bilinmeyen bir kaynak, Woods'un Black Ops 1'in ardından esir hayatı yaşadığını bir raporda ortaya çıkarmıştı. Belki de doğruydu. Black Ops 2'de Woods'tan Raul Menendez hakkında çok önemli bilgiler almalıyız, çünkü Black Ops 2'deki en büyük tehlike o! Menendez kimdir, geçmişte neler yaptı, nasıl yükselişe geçti ve şu an ne kadar tehlikeli? Hepsini öğrenmeliyiz. Bunları bize anlatırken, belki de aynı anda geçmişe dönecek ve Woods'un gözünden yaşananları oynayabileceğiz.
Peki neden 2025 yılındayız, neden bu kadar uzağa gittik?
Treyarch'ın başkanı Mark Lamia, ilk oyunda kullanıcıların akıllarında soru işareti bırakacak çok detayın olduğunu ve bunların cevaplanması için de böyle bir tercihin uygun olduğunu dile getiriyor. Tabii bu, tam anlamda bir bilim kurgu serüveni değil. Zira Black Ops 2'de iki dönem bulunuyor: 1980'lerin Soğuk Savaş dönemi ve gelecekteki Amerika ve Çin'in başrollerini oynadığı yeni bir Soğuk Savaş dönemi.
1980'lerdeki dönemde, Alex Mason'ı kontrol edebileceğimiz söyleniyor. Yeni savaş döneminde ise, David Mason ile hareket edeceğiz. Yine de bu, başka karakterleri kontrol etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Mark Lamia'nın belirttiğine göre, ilk oyundan başka tanıdık karakterleri de görebilme şansımız var.
Evet, yeni kurgusal bir savaş için çalışılıyor. Yapımcılar, Black Ops 1'in kurgusal hikayesinde de birçok uzman isimle çalıştıklarını, dolayısıyla aynı yöntemi Black Ops 2'de de uyguladıklarını dile getiriyor. Hikaye departmanın başındaki isim, Dark Knight'ın senaryosunun ortak hazırlayıcısı ve Black Ops 1'in yazarı David S. Goyer.
Robotlar her yerde!
Black Ops 2'de, dünyanın birçok farklı noktasında, birçok farklı konumda savaşa dahil olacağız. Yayımlanan ilk videoda gördüğümüz kadarıyla Los Angeles, büyük bir saldırı altında. Ayrıca Orta Doğu'ya da uğrayacağız gibi görünüyor (Atların olduğu bölgenin Afganistan olduğu söyleniyor).
Nereye gidersek gidelim, hepsinin kurgusal şekilde, 2025 yılı teknolojisine uygun olarak tasarlanacağını söylüyor yapımcılar. Bu yeni serüvende, özellikle futuristik silahlar, araçlar, yapılar ve robotların üzerine fazlasıyla odaklanılıyor.
Bu kez karşımızda öncekiler kadar çizgisel bir senaryo modu bulunmuyor. Bazı noktalarda oyunculardan seçim yapmaları istenecek ve bu sayede hikaye işleyişinde değişiklikler gözlenebilecek. Böylelikle "Acaba diğer seçeneği deneseydim, neyle karşılaşırdım?" sorusu kafalarda oluşacağı için, hikaye modunu tekrar oynama isteği uyanabilecek. Treyarch, Black Ops 2'nin senaryosunu olabildiğince esnek tutmaya çalışıyor. Tabii bunda yeni Strike Force modunun da etkisi olacaktır.
Önümüzde belirlenen noktalardan birini seçecek ve ardından da nasıl ilerleyeceğimizi belirleyeceğiz. İstersek uçak kullanarak yukardan overwatch modunda hareket edebilecek, istersek de takımdaki askerlerden birini seçip, sokak aralarından ilerleyebileceğiz. Oyunun bu kısmının RTS özellikleri barındıracağı ve böylelikle kullanıcılara strateji geliştirme imkanı sunacağını söyleyebiliriz.
Tabii bir anda uçakla bombardıman yaparken, aniden farklı bir seçim yapıp, aşağıdaki birliği de yönetebileceğiz. Bu seçimler sonucunda başarılı olma zorunluluğu da yok. Bazı görevlerin başarılıp-başarılmaması, senaryoya olumlu veya olumsuz etki edecek. Başarısız olduk diye "Olmaz, baştan başla" demeyecek bu kez oyun bize.
Activision: "Görsel revizyonun keyfine varacaksınız"
Her yıl yeni bir Call of Duty oyunu çıktığı için, grafik motorunun üzerine büyük geliştirmeler yapılmıyor. Bu da grafiklere önem veren bazı oyuncuların canını sıkabiliyor. Black Ops 2'de de komple değişikliğe gidildiğini söyleyemeyiz. Aynı grafik motorunun daha da geliştirilmiş sürümünü kullanıyor Black Ops 2. Yapılan basın toplantısında, iki tane multiplayer harita gösterilmiş.
Bunlar: Los Angeles'ta bulunacağımız Aftermath haritası ve bir adada olacağımız Yemen haritası. Yetkililer, gösterim sırasında oyunun kaplamalarında yaptıkları ekleme, düzenleme ve dinamik ışık efektlerindeki geliştirmelerden söz etti. Gelen yorumlara göre de gayet iyi geliştirmeler bunlar.
Grafikler hakkında bilgi vermeye devam eden yetkililer, oyunun yine tüm platformlarda 60 FPS değerinde çalışacağını, PC kullanıcılarının DX11 destekli iyi bir ekran kartına sahip olmaları durumunda, daha iyi görsellerle karşılaşacağını söylüyor.
Kullanılan animasyonlar ve fizik efektleri itibarıyla da en gelişmiş Call of Duty oyunu olacak Black Ops. Belki komik gelebilir, ama oyundaki atlarda kullanılmak üzere gerçek bir atın hareketleri bile bire bir alınmış. Treyarch sorumluları, güncellenen motor için "Teknik ve teknolojinin birleşimi" tanımlamasını yapıyor.
Gelelim seslere...
Özellikle Battlefield 3'teki seslerin ardından oyuncuların beklentileri bir hayli yükseldi. Black Ops 2'de tam olarak neyle karşılaşacağız henüz bilmiyoruz, ancak oyuna birçok yeni ses ve müziğin eklendiğini söyleyebiliriz. Zira onca yeni robot, teknolojik araç ve silah, yeni hazırlanan seslere ihtiyaç duyuyor.
Müzikler konusunda ise, döneme uygun tonların kullanılacağı dile getiriliyor. Lisanlı müzik olacak mı sorusu ise, henüz cevapsız kalmış durumda. Hatırlarsanız ilk Black Ops'ta Rolling Stones'un efsane şarkısı Sympathy For The Devil çalıyordu ve operasyon esnasında oyuncuya ayrı bir keyif veriyordu. Bakalım Black Ops 2'de de benzer çalışmalar olacak mı...
Zombilerden haber var mı?
Mark Lamia: "Bunu saklamayacağım. Treyarch, Call of Duty oyunu yapıyorsa, zombiler mutlaka vardır."
Evet , var! Zombiler, Black Ops 2'de de karşımıza çıkacak. Henüz detay yok, ancak şimdiye kadar hazırlanan en detaylı Call of Duty Zombie modunun olacağı söyleniyor. Bu arada Call of Duty'nin bir fan sitesi, yeni zombi modunda neler olmalı diye yazı hazırlamış ve dikkat çekici maddeler şöyle:
- Boss'larla karşılaşabileceğimiz özel round'lar.
- 4 kişiden daha fazla oyuncuyla oynayabilmek.
- Daha farklı silahlar ve daha önce görülmemiş zombi çeşitleri
Peki ya multiplayer?
Şüphesiz en çok oynanan FPS serilerinden bir tanesi de Call of Duty. Hal böyle olunca Black Ops 2'nin online modları da kıymete biliyor. Yapımcılar, henüz çoklu oyuncu modları hakkında bilgi vermekten kaçınıyor (Önümüzdeki Sonbahar döneminde multiplayer beta olabilir); ancak profesyonel turnuvalara olabildiğince destek verileceği, dedicated server özelliğinin henüz belli olmadığını ve oyunun Call of Duty: Elite sistemine destek vereceğini biliyoruz. Ayrıca Activision ile Microsoft arasında yapılan anlaşma gereği, Black Ops 2 için hazırlanacak DLC paketleri de öncelikle X360 platformuna, belirli bir süre sonra da PS3 ve PC'ye gelecektir.
Mark Lamia: "Eğer Call of Duty'yi seviyorsanız, Black Ops 2'yi seveceksiniz. Ama biz de sizin sevebilmeniz için yeni şeyleri masaya yatırıyoruz."
Bu arada oyunun bir simülasyon olmadığını ve tarihsel gerçeklik anlatma zorunluluğu bulunmadığını da söylemeyi ihmal etmiyor yapımcılar. Tekrar belirtelim: Bu, aksiyon yüklü, kurgusal bir FPS oyunu.
Şimdilik sonuca gelirsek, merakla bekleniyor Black Ops 2. Treyarch, şu an 300'den fazla kişiyle Call of Duty: Black Ops 2'yi geliştiriyor. Black Ops 1 ve Black Ops 2'nin arasında 40-50 yıllık bir zaman diliminin olması, şimdiden "Black Ops 3 de gelebilir ve bu iki oyunun arasındaki zaman diliminde geçebilir" söylentilerini doğurmuş durumda.

Bu yazımızda Call of Duty: Black Ops 2 oyununu incelemeye çalışacağız arkadaşlar. Savaşın yeri ve zamanı yoktur. Savaştan kaçmaksa bir hayal.
Benimle acı çekeceksin. Senden önce gelenlerin tüm günahları için. Woods... Hudson... Bunu onlar yarattı... BU GECE! Baban ÖLECEK!...
Treyarch, bugün bir çok MMS’te görmeyi dilediğimiz ancak hasret kaldığımız o atmosferi yaratmış ve bundan etkilenmemek elde değil..
On saat önce: Yeter artık. Yeter bu kadar embesil oyunlar. Call of Duty MW2’den beri aynı dinamiğin ekmeğini yemekten bıkmadı Activision. Oyuncuyu aptal yerine koyup, hiçbir fare ve klavye yeteneğine alan bırakmayan oyunlardan gına geldi. Konsol oyuncuları da oynayabilsin diye bitirdiler FPS türünü. Strafe yap, ateş et, adamı vur, terse strafe yap, sipere gir ve bunu sonsuza dek tekrarlayarak oyunu bitir.
Medal of Honor’dan sonra belki BLOPS2 bu salaklığı yapmaz diyorduk ama eşeğe altın semer vursan da eşektir... Klasik Call Of Duty moronluğu BLOPS2’de de kendini gösteriyor. Yazıklar olsun yani, ilk iki nefis Call Of Duty’nin günahı neydi de oyunun adına böyle leke sürüyorsunuz MW2’den beri? İnsan ırkının IQ’su gittikçe düşüyor diye buna illa destek mi vermek zorundasın Activision? Sırf daha çok satsın diye, oyunları yapan firmaları oyunu basitleştirmek için niye baskı altına alıyorsun? Aferin. Para için içine ettiğin kaçıncı seri bu?
Dokuz saat önce: Allah’ım ya Rabbim! Çıldırmak üzereyim. İlla senin direktif verdiğin yoldan gitmek zorunda mıyım be oyun! Nedir bu itaatkar nesil yetiştirme derdiniz? Nedir bu koyun sürüsü yaratma aşkınız? Bari oyunlarda özgür bırakın, bari oyunlarda insanlar birinin direktifine göre hareket etmesin, bari oyunlarda insanlar kendi istedikleri yollardan gitsin.
Biz bu oyunları oynamaya dayatmalar ve dogmalardan kaçmak için başladık, onları burada görmek zorunda mıyız? Hem de her biri bizim gibi oyuncular olan oyun yapımcıları tarafından? Bu lineerlik değil, düpedüz dayatılan görevlere itaat etmeyi aşılamak.
Sekiz saat önce: Şu nefis kaplamalar ve ışıklar da olmasa grafikler odundan hallice. Üç poligondan grafik mi olur? Konsollar geride kalmasın diye PC’nin günahı ne Activision? Grafik ayarlarını uzaya doğru kökledim, hala kasmıyor. Optimizasyon olabilir mi? Belki optimizasyondur. Ama bu grafikler... Yo dostum yo, 2012 yılında böyle bir grafik görmemeliyiz.
İki saat önce: Son altı saatlik ses kaydına ulaşılamıyor.
Call of Duty: Black Horse
Şimdi: Ettiğim her sözü geri alıyorum. Ya da görmezden geliyorum. Çünkü böylesine bir atmosfer, hepsini unutturabilir. Son bir kaç saatin nasıl geçtiğini hatırlamıyorum bile, dolu dolu o kadar saat, transa geçmiş gibiyim. Call of Duty’nin son bir kaç yıllık rezil halinden nefret eden biri olarak, Black Ops 2 için açık açık söylüyorum: Tadı damağımda kaldı.
Treyarch bu sefer kendinden önce yapılmış hiçbir Call of Duty’nin üzerine konup, marka değeri yüzünden garantilenen satış rakamı garantisinin arkasına saklanmıyor ve risk alıyor. İşte bu yüzden, BLOPS2 şimdiye kadar yapılmış en cesur Call of Duty. Hala kendinizi Bruce Willis gibi hissettiren bir aksiyon dozu var her COD oyununda olduğu gibi, ancak bu sefer daha da ötesi var. Oyunun campaign moduna ağırlık vereceğimiz için bu yazıda, öncelikle ondan başlayalım isterseniz.
Görevler görevler görevler... Oyunun görev yapısı önceki COD serisindeki gibi “onu yap bunu kap şunu getir” sisteminin getirdiği sıkıcılıktan fersah fersah uzakta. Size direkt olarak gösterilmeyen ancak biraz ayık olursanız fark edeceğiniz ufak tefek yan görevler sayesinde içinde bulunduğunuz bölümün gidişatını değiştirebilir ve hikayenin anlatımında bir söz sahibi olabilirsiniz.
Mesela belli noktalarda çeşitli kapıları ve odaları açabiliyorsunuz, özel silahlarla bir sonraki çatışmayı kolaylaştırabiliyorsunuz. Ancak sadece mekanik bir değişiklik yaratmıyor bunlar, örneğin CLAW araçlarınızın size eşlik ettiği bir görevde kendilerini bir binaya sokarsanız, siz sokakta ilerlerken onlar da size yukarıdan destek veriyor ve yolunuzu açıyor, bu da yeni diyaloglar duymak anlamına geliyor.
Eğer kapıyı açmazsanız, arkanızdan geliyorlar ancak belli bir noktadan sonra tıkandıkları için onlarsız yola devam etmeniz gerekiyor. Bu gibi yan görevleri yaparsanız hem görev esnasında işiniz kolaylaşıyor, hem de belli sayıda yan görevi yaparsanız özel silahları açma şansınız var. Tabi bu kolaylık imkanının bir bedeli var, dikkatli olmazsanız kendinizi açıkta bırakıp ölebilirsiniz.
Bu bıçak bir harika dostum.
Aslına bakarsanız çok da kolay ölmüyorsunuz. Oyunun farklı aşamalarında bu demir adamlık durumunuzun farklı sebepleri var. Birincisi, incelemenin ilk paragrafında bahsettiğim, aşırı kolaylık durumu. Merak etmeyin, bu durum oyunun “prologue” aşamasından sonra geçiyor.
Ancak yeni oyuncuları alıştırmak için embesile oynatır gibi oynattıkları için ilk bölümleri, MOH: Warfighter bile bu ilk bölümlerin başında Abdurrahman Çelebi kalabilir. BLOPS 2 gerçekten çok zayıf görevlerle başlıyor, oyunun tadına varmak için biraz sabretmenizde fayda var. Çünkü oyun bir açıldı mı pir açılıyor.
Bu açılma ise hikayenin geleceğe, yani projenin ana hikaye arkının geçtiği zaman dilimi olan 2025’e dönmesiyle başlıyor. İşte o noktadan sonra BLOPS2’yi tutabilene aşk olsun. Oyunun asıl zaman diliminden önce “flashback” bölümlerini anlatmakta fayda var.
Biliyorsunuz ki BLOPS2’de ana karakterimiz David Mason, ilk BLOPS’taki protoganistimiz olan Alex Mason’ın oğlu. Ancak hikaye gereği Alex’in silah arkadaşı Woods ile konuştuğumuz bölümlerle başlıyor oyun. Woods artık tası tarağı bırakmış ve bir huzurevinde sebze gibi yaşamaktadır.
Twitter, YouTube gibi servisler 2025 yılında da mevcut ve etkin.
Ancak geçmişi ve geleceği domine eden kötü adamımız Menendez, son zamanlarda Woods’a bir ziyarette bulunmuştur ve dananın kuyruğu kopmak üzeredir. Menendez’in nasıl bir adam olduğunu, neden bugün kendisiyle ve kurduğu örgüt Cordis Die ile savaşmak zorunda olduğumuzu anlamak için 1986 yılına gidiyoruz ve Alex Mason’ın namlusunun arkasına bir kez daha geçiyoruz.
İlk oyundaki Küba Krizi’nin ardından patlak veren Afgan - Sovyet gerilimini konu alan görevler esnasında, geçmişin günümüze neden etki ettiğini öğreniyoruz ve iki oyun arasındaki muhtemel “plot hole”u yani “senaryo boşluğu” riskini ortadan kaldırıyor Treyarch.
BLOPS2’nin anlatısı dolayısıyla bizi geçmişle gelecek arasında mekik dokutarak ilerliyor. Ancak geçmişte geçen bölümlerden pek zevk aldığımı söyleyemem. Tabi belli bölümler var oyunun atmosferinin yine çıldırıp “Allah Allah!” nidalarıyla sizi etkisi altına aldığı, ancak bunların nasıl olduğunu söylersem beni spoiler vermekten çarmıha gerersiniz.
Özetle geçmişte geçen bölümler sıkıcı olsa da, arada çok güzelleri de denk geliyor. Ama dediğim gibi, BLOPS2’nin pastası da kreması da çileği de 2025’te gizli. Gelecek Savaş anlayışının bu kadar iyi gözlemlenip bu kadar iyi sunulmuş bir hali daha başka bir oyunda yok.
Oyunun çıkmasına yakın bir çok kişi “10 sene sonra silahlar böyle olmayacak ki, eki eki” şeklinde yorumlar yapmıştı, ancak zaten bu bir belgesel değil; kurgu. Treyarch isterse Einstein’ın sözüne rağbet gösterip gelecekte geçen bir oyunda taş ve sopalar verebilir elimize. İşin şakası bir yana, gelecekte savaşlar böyle olacaksa vay halimize. BLOPS2’ye dönecek olursak, gelecek çok güzel olmuş, tabi savaşlar oyunlarda kaldığı sürece güzeller.
Açıkça söylemek gerekirse BLOPS2’nin silah ve teknoloji yelpazesinde ne bir abartı var ne bir absürdlük, tüm silahlar olabileceği en mantıklı seviyede elimize verilmiş durumda. Sadece silahlar değil, kullandığımız ekipmanlar da özellikle oyunun gizlilik gerektiren bölümlerinde oldukça zevk veriyor zira kendileri biraz daha casus araçlarına yakınsıyor. Zaten her şey holografik olarak HUD’nizde yer alıyor, bu da oyunun muhtemelen gelecek yapaylığının önüne geçiyor.
Görüncek adam bu oyunda da casusluk için yerini almış durumda.
Ha tabi bazen saçma şeyler görebiliyoruz oyunun bölüm tasarımının iğreti durmaması için. Örneğin 1986’da geçen bir görevde taaa kilometrelerce öteden dürbünle dikizlediğimiz bir camın sanki 100 metreden dürbünlüyoruz kadar yakın olması gibi durumlar mevcut. Ancak hikaye anlatımındaki bir zaman geçişinin mantıksal olarak sırıtmaması için bulunduğumuz nokta ve dikizlediğimiz noktanın arası açık bırakılmış.
Oyunda böyle şeyler görmek mümkün, özellikle de bahsettiğim güçsüz başlangıç görevlerinde. Oyun açıldıktan sonra atmosferin güzelliğinden mütevellit bu gibi şeyler sırıtmıyor, siz de farketmiyorsunuz. Peki bu gibi şeyler derken ne gibi şeylerden bahsediyorum?
Oyun sektörü Modern Warfare’den beri yeni bir oyun janrıyla tanışmış durumda. Aslında FPS olarak da adlandırabileceğimiz; Modern Warfare, Battlefield, Medal of Honor serilerinin yeni halleri: Modern Military Shooter (MMS). İşte bu MMS türünün şimdiye kadarki neredeyse tüm örneklerinde bölüm tasarımının kısıtlayıcı etkisinden bahsediyorum.
Yukarıda da dile getirdiğim şekilde, oyunun size dayattığı yollardan gitmezseniz veya görevin gerektirdiği tekniklerle düşmanı alt etmezseniz oyunda ilerlemeyi beklemeyin. Örneğin “wingsuit” ile Felix Baumgartner tadında serbest uçuş yaptığınız bir bölümde illa ki size gösterilen dağın sağından gitmeniz gerekiyor, solundan dolaşıp aynı noktaya çıkmayı denediğinizde son checkpoint’e geri dönmeye zorlanıyorsunuz.
Şu sahnede kutuyu açmadığım için yaklaşık 10 dakika beklemiş olabiliriz.
Ya da bir kutunun açılması gerekiyorsa ve bunu sizin açmanız söyleniyorsa, siz o kutuyu açana kadar oyunda hayat duruyor. Diğer karakterler trene bakar gibi o kutuya bakıyor. Tabi arada size “açsana bilader” diye sesleniyorlar ama arkadaşlar tek başına 10 kişiyi öldürebilecek yetenekteyken o kutuyu açmaktan acizler. Bu durum karakterler arasındaki diyalogların tetiklenmesinde de mevcut.
Yani oyunda tanrı sizsiniz, siz o kapı eşiğini geçmeden kimse birbiriyle konuşmuyor. Padişahız mübarek, herkes savaşın ortasında durup bizim o kapının içinden geçmemizi bekliyor. Çünkü o kapıdan geçmezsek savaşı nasıl kazanacağız? Yıl 2012 oldu, oyunun geçtiği yıl ise 2025, el insaf. Böyle şeyleri yapmayın artık. Lütfen. Oyuncular olarak yalvarıyoruz, sizin sandığınız kadar itaatkar ve salak değiliz hiçbirimiz.
Neyse, bu konuya girersem üç yıl boyunca konuşabilirim, o yüzden bir BLOPS2’mize geri dönelim. Hazır konu karakterlerin yetenekleri ve yeteneksizliklerine gelmişken, BLOPS2 şimdiye kadarki COD’lardan bu açıdan da ayrışıyor. Bugüne kadar tüm karakterler ya saf iyiydi ya saf kötüydü. Herkesin nasıl hareketler yapacağı az çok belli olsa da hikaye anlatımında bir farklılık yaratmak için illa ki senaryonun akışında belli kalem oynamaları yapıyordu COD yazarları.
Ancak bu sefer karakterlerimiz biraz daha kaotikler, biraz daha öngörülemezler. Bunun asıl sebebi, artık savaş yazarlarının “savaşta iyi kötü ayrımı nereden baktığınıza göre değişir, herkes kendi kıçını kurtarmak için savaşır” düsturunun farkında olmaları. Bir benzerini bu ay başında çıkan Assassin’s Creed 3 oyununda gördüğümüz, “bir de savaştığımız adamların psikolojisinden bakalım olaylara” anlatımı BLOPS2’de de yer alıyor.
Sözgelimi kötü adamımız olan Memendez’in neden kötü adam olduğu o kadar güzel anlatılmış ki, görevlerde yaptığınız seçimlerde biraz da onun tarafında olmayı istebilirsiniz. Yeter ki ilk oyundaki karakterlerin anlattıklarına biat etmeyin, biraz da objektif bakmaya çalışın. Gönül bağınız sadece kendi karakterinizle olsun, çünkü biliyorsunuz ki birine güvenmek bu hayatta yapılabilecek yegane hatalardan biri.
Afganistan görevleri oldukça başarılı ama AT sürme dinamikleri konusunda büyük bir başarısızlık söz konusu.
Fakat yine de bana sorarsanız hiçbir karakter bir Captain Price epikliğine ulaşamıyor, ancak bu açık hikaye anlatımının genel olarak oldukça başarılı üstesinden gelinmesiyle kapatılıyor. Bu da klasik COD anlatımının aksine oyunu segmentlere bölmüyor, tam bir bütün haline getiriyor.
Oyunu bitirdiğinizde hiçbir görevi “No Russian ne epik bölümdü!” ya da “All Ghillied Up’da nefesimi tutmaktan ciğerim söndü” diye hatırlamayacaksınız; onun yerine “Karma’daki müzik ne muhteşemdi!” derken “Ama Old Wounds da çok güzeldi, Time and Fate’i de unutmamak lazım” diye oyunun tüm bölümleri eşit seviyede güzel gelecek size. Ama yine de soracak olursanız benim favori bölümüm Karma oldu, bölümün son sahnelerinde eminim siz de neresini neden beğendiğimi anlayacaksınız.
Oyunda illa savaşacağız diye bir şey yok, partilemek bizim de hakkımız! (Bu sahnenin devamında partinin hasını göreceğiz)
Tamam tamam söylüyorum, spoiler olmayacak korkmayın, son çatışma sahnesinde çalan müzik ve doğurduğu atmosfer. Hem de o ışık ve bölüm tasarımıyla, OHYES OHYES diye oynayacaksınız saf aksiyonu. Zira oyunun müziklerinin altında Trent Reznor’un imzası var. Kendisini tanımayanlar için özetleyelim, Nine Inch Nails’in lideri, Social Network ve The Girl With The Dragon Tattoo filmlerinin müzikleriyle Oscar kazanan adam.
Ayrıca daha önce de 1996 yılında Quake’in müzikleri ve ses efektlerinin babasıdır kendisi. Bu yüzdendir ki oyunun müzikleri oldukça başarılı. Sadece tema şarkısının bestesinin tamamı kendisine ait olsa da oyunun genel müzik kurgusunun da danışmanlığını yapıyor. Oyunun diğer müziklerinin bestekarı ise Splinter Cell ve Mass Effect gibi başarılı serilerin de müziklerine imza atan Jack Wall.
İncelemeyi kapatmadan önce BLOPS2’de yer alan yeni görev modundan bahsedeceğim: Strike Force. Oyunun tipik FPS janrının aksine daha çok bir gerçek zamanlı strateji janrına yakın olan bu modu oynayıp oynamamak size kalmış ancak bu bölümleri oynamanızı kesinlikle büyük bir şiddetle tavsiye ediyorum, çünkü bu görevlerdeki başarınız ya da başarısızlığınız ana hikayeye direkt olarak etki ediyor, hem de büyük bir şekilde etki ediyor.
Sınırlı sayıda birim ile belli noktaları savunmanız gereken bu modun en güzel yanı, dilediğiniz an belli bir birimi FPS olarak kontrol etmeye başlama imkanınız. Yani oldukça melez bir mod, ancak kontroller biraz hantal kaldığı için oynarken biraz angarya gelebilir.
Sayılar geri dönüyor... Tabi ki gizemini bozmayalım, çok güzel bağlanmış.
Sonuç olarak Call Of Duty: Black Ops 2, benim gibi bir COD “hateboy”unu etkilemeyi başaracak kadar güzel bir oyun olmuş. Sakın ama sakın oyunun ilk 3-4 saatindeki güçsüz görevlere bakıp aldanmayın, oyun sonradan açılıyor. Eğer bir COD hastasıysanız şimdiye kadar oyunu zaten ön sipariş edip almışsınızdır, ama benim gibi son yıllarda COD’a hasta adam muamelesi yapanlarsanız mutlaka denemelisiniz oyunu.
İlerleyen günlere sakladığımız detaylı multiplayer ve zombi modu incelemesinde de anlatacağımız üzre, oyunun tek kişilik yanı bir yana, e-sporlara verdiği destek ve sosyal özellikleri sayesinde sizi oldukça uzun süre götürür. Unutmamak lazım ki, oyun bir Battlefield 3 kadar simülatif değil ancak MMS’ler arasında en iyi hikaye anlatımına sahip olan oyun. Treyarch, bugün bir çok MMS’te görmeyi dilediğimiz ancak hasret kaldığımız o atmosferi yaratmış ve bundan etkilenmemek elde değil.
Her sene çıkıp duran ve artık sıkıcı hale gelen bir seri nasıl kurtarılır, işte Treyarch bunun dersini çok iyi veriyor diğer oyun yapımcılarına.
Yapımcı: Treyarch
Yayıncı: Activision
Türü: First Person Shooter
Çoklu Oyuncu: Var
Platform:PC, Playstation 3, XBox 360
Artılar: + COD serisinin sıkıcılığından sonunda kurtulduk + Nefis hikaye anlatımı + Trent Reznor ve Jack Wall imzalı müzikler + Gelecek savaş dünyasının enfes işlenişi + Silah ve teknoloji yelpazesi - Görev çeşitliliği + Karakterlerin işlenişi + Atmosfer, atmosfer, atmosfer
Eksiler: - Artık sırıtan düşük poligonlu grafikler - Oyunun başında çok uzun süren güçsüz ve basit görevler - Görevleri diretilen şekilde yapma zorunluluğu
Yazar : Berkant Jeff Akarcan
- 39 Forumlar
- 863 Konular
- 7,846 Gönderiler
- 42 Çevrimiçi
- 2,046 Üyeler